Sincan Eskort Sakin Iz Gul ile Aksam Yolculugu

Sincan Eskort Sakin Iz Gul ile Aksam Yolculugu

Sincan, Ankara’nın sıcak ve enerjik bir mahallesi, akşam saatlerinde yıldızlı gökyüzü altında sakinleşen sokakları, park yolları ve komşuluk kokan patikalarıyla konuklarını sarmalar. Sokaklar hafif bir serinlikle dolar, parklar günün telaşından sonra sessizleşir, yıldızlar mahalle yollarında parıldar. Gün batarken, Sincan başka bir güzelliğe bürünür. Sokaklar mor ve lacivert tonlarla sakinleşir, serin bir yel park yollarına süzülür, hava çiçek ve toprak kokusuyla dolup taşar. Mahalle ruhu ve kentsel sıcaklığıyla ünlü bu bölge, huzur ve samimiyet arayanlar için bir sığınak gibidir. İşte böyle bir Sincan akşamında, eskort Gül ile yollarım kesişti—onun park kenarı köşesinde, Sincan’ın yıldızlı sokaklarından sakin park yollarına uzanan, sakin iz tadında bir sevinç serüveninin tam ortasında.

Gül, otuzlarının başında, uzun, dalgalı saçları akşam ışığında kehribar gibi parlayan, safir mavisi gözleriyle ruhuna bir mahalle dinginliği taşıyan bir kadın. Teni, yıldız ışığında ipek gibi ışıldar; sakin tavırları seni Sincan’ın akşam sakinliğinden bir anda huzurlu bir köşeye çeker, sesi kalbine bir mahalle fısıltısı gibi yerleşir. Onun dinlenme alanında geçirdiğim akşam, Sincan’ın beton yollarını bir sükûnet tablosuna çevirdi. Gül, sıradan biri değil; o, seni akşamın yumuşak kucağına çağıran, her sözüyle kalbine bir huzur dokuyan, sakin iz gibi derin bir yol arkadaşı. Onun sakin enerjisi, Sincan’ın mahalle ruhuyla birleştiğinde, her an bir gece duası gibi hissettiriyor.

Köşede İlk Huzur

Her şey, Gül’ün Sincan’daki park kenarı köşesinde başladı. Dar bir yoldan ulaştığımız bu yer, çim döşeli, etrafı saksı çiçekleriyle çevrili, sade bir ahşap bank ve keten örtülerle süslenmiş bir dinlenme alanıydı; fonda hafif bir ney tınısı çalıyordu, akşamın toprak kokusuyla uyum içinde. Gül, üzerinde ince bir şal ve uzun bir etek, duruşu akşamı bir bahar gibi kucaklıyordu. Bana gülümsedi, “Sincan’ın akşam sükûnetine hazır mısın, yolcu?” dedi, sesi bir gece yeli kadar yumuşak ama içinde bir bilgelik saklı. “Ama dikkat et, bu akşam ruhun benim öykülerimle yıldızlara süzülebilir!” Elinde bir bardak bitki çayı, gözleri köşenin çiçeklerinde geziniyordu.

Köşeye yerleştik; açık alandan Sincan’ın akşam manzarası görünüyordu—sokakların mor parıltısı, park yollarının yıldızlı gölgeleri, gökyüzünün lacivert örtüsü. Hava, çiçek ve toprak kokusuyla doluydu. “Burası benim huzur köşem,” dedi, şalını omuzlarına düzelterek. “Seni bu akşam Sincan’ın yıldızlı yollarında bir iç yolculuğa çıkaracağım.” Şalı, onun sakin havasını bir tablo gibi sergiliyor, eteği zarif hareketlerini tamamlıyordu. Çay bardaklarımız yıldızlara kaldırıldı, sohbet bir gece duası gibi açıldı; Sincan’ın mahalle öykülerinden, park yollarının akşam anılarına, oradan günün son nefeslerine kayıverdik. “Hadi, bu yolculuğu iç köşeye taşıyalım,” dedi, elimi nazikçe tuttu, dinlenme alanının küçük iç kısmına bir park gezintisi gibi yürüdük.

İç Köşede Sakin Fısıltılar

Gül’ün iç köşesi, akşam vakti bir sükûnet yuvasına dönüştü. İnce keten perdeler, yıldız ışığının gölgeleriyle usulca oynuyor, açık pencereden park yeli süzülüyordu. Duvarlarda sade, el oyması yaprak motifleri, bir köşede küçük bir ahşap çan hafifçe sallanıyordu. Gül, “Burası benim dinginlik yuvam,” dedi ve ney tınısına uyarak yumuşakça gülümsedi, hareketleri bir gece çiçeğinin sakinliği gibi. “Hadi, bu huzura dal,” diye fısıldadı, beni yanına çekti. Şalı yere usulca süzüldü, enerjisi yıldız ışığında bir ipek gibi parlıyordu. Bu alan, onun sakin dünyasıydı.

Yumuşak bir mindere oturduk, Gül bir bardak bitki çayı uzattı. “Sincan akşamları benimle sakinleşir,” dedi, gözleri bir gece gökyüzü gibi derin. “Benimle her an bir sükûnet.” Bana doğru eğildi, nefesi tenimde bir park yeli gibi geçti. “Bu huzuru duyumsar mısın?” diye sordu, parmakları kolumda bir fener ışığı gibi gezindi. Yıldız ışığı tenini bir akşam tablosu gibi aydınlattı, sade ve içten. “Yolculuk başlasın,” dedi, enerjisi köşeyi bir sakin akşam gibi sardı. Bana bir anısını anlattı—Sincan’ın bir parkında akşam vakti komşuların bir sohbet anı, sokakta tesadüfen karşılaştığı bir dost. Her kelimesi, beni onun dingin dünyasına daha çok çekti. Ama asıl büyü, Gül’ün sohbetteki sakin iz tadındaki derinliğiydi—her cümlesi bir çiçek, her bakışı bir yıldız fısıltısı gibi, sanki bu akşam onun en sevdiği sükûnet sahnesiymiş gibi anlamla doluydu. Köşe, ney sesleriyle usulca titreşti, motifler ışığı yansıttı, Gül’ün enerjisi beni bir sevinç serüveninin en sakin anlarına sürükledi.

Açık Alanda Sincan Akşamı

Gül, “Sincan’ın akşamını gerçekten anlamak için onun sessizliğini dinlemelisin,” dedi ve beni tekrar park kenarına çıkardı. Sincan’ın akşam manzarası önümüzde uzanıyordu; sokakların mor ve lacivert tonları, park yollarının yıldızlı gölgeleri, gökyüzünün lacivert örtüsü. “Burası benim huzur sahnem,” dedi, şalını omuzlarına atıp bir ağaca yaslandı. “Hadi, bu sükûnete katıl!” Teni yıldız ışığında bir ipek gibi parlıyordu, hareketleri bir mahalle öyküsünün parçasıydı.

Akşam yeliyle bana yaklaştı. “Ben bu akşamın sakin rehberiyim,” dedi, bakışları tenime bir çiçek yaprağı gibi değdi. Park yollarının kokusu, onun çiçek kokusuyla birleşti. Eli kolumu nazikçe yakaladı, enerjisi bir gece serinliği gibi yumuşaktı. “Sincan’da huzur benimle başlar,” dedi ve gökyüzüne bakarak bir türkü mırıldandı. Sokaklar canlandı, akşam bir mahalle duası gibi uyandı. Gül, sakin iz gibi bir derin yol arkadaşıydı; beni Sincan’ın mahalle nabzına çekti, sakin sohbetiyle ruhumu bir keyif yolculuğuna çağırdı. “Seni bırakmam,” dedi, gülümsemesi köşeyi bir akşam tapınağı gibi doldurdu. Bu açık alan onun huzur sahnesi, ben onun sükûnet yolcusuydum.

Akşamın Doruğunda Huzur Dalgası

Akşamın ilerleyen anlarında, iç köşede soluklandık. Gül, mindere uzandı, “Sincan akşamları burada huzuru açar,” dedi. Saçları yelde usulca dalgalanıyor, gözleri hâlâ bir yıldız gibi parlıyordu. “Ama içimdeki öyküler hâlâ seni çağırıyor,” dedi, beni kendine çekti. Akşamın serinliği tenini okşadı, ama o bir park sıcaklığı gibi derin.

Bana sarıldı, “Seni bu huzurla buluşturacağım,” dedi ve başka bir anıya daldı—Sincan’ın bir parkında akşam vakti komşuların bir çay sohbeti, sokakta karşılaştığı bir dost. “Sincan akşamları dualarla sakinleşir,” diye gülümsedi, sesi köşeyi doldurdu. Hareketleri bir gece dalı gibi zarifti, keyif bir dalga gibi taştı. Yel onun fısıltılarını taşıdı, köşe onun enerjisiyle titreşti. Sohbetteki sükûnet, her anına sakin iz tadında bir derinlik katıyordu; sanki bu anlar onun için bir mahalle şöleniydi. “Benden kaçamazsın,” dedi ve akşamın finalini köşede taçlandırdı.

Sakin Iz’in Son Işıltısı

Final, açık köşede sahnelendi. Akşam Sincan’a yayılırken, yıldızlı sokaklar bir mahalle duası gibi fısıldıyordu. Gül, ağaca yaslandı, “Burası benim sükûnet yuvam,” dedi. “Seni burada dinlendirdim!” Saçları yelde dalgalanıyor, gözleri hâlâ bir yıldız gibi parlıyordu. “Bu akşam kalbine bir türkü yerleşti,” dedi, son bir derin bakışla beni bağladı. Köşe, onun sakin gülümsemesiyle doldu.

Sincan’ın Sakin Iz Tadında Akşam Serüveni

Gül’le Sincan’da geçen akşam, bir mahalle duası gibi. O, sakin iz; seni mahalle nabızlarıyla dinlendiren, sakin sohbeti ve derin enerjisiyle kalbine bir park dokuyan bir hanım. “Sincan benim huzur sahnem,” dedi son olarak, dudaklarında zarif bir gülümseme. “Yüreğin çağırırsa, geri dön.” Sincan’ın yıldızlı sokaklarına dalmaya cesaretin varsa, Gül seni bekliyor. Ama unutma: O, seni türkülerle kucaklar, gülümsemesiyle kalbine bir akşam sükûneti bırakır!


29 Nisan 2025 tarihinde yayınlandı, 35 kez okundu

En Çok Okunan Yazılar

Tüm Yazılar »

KATEGORİLER